Türkiye'nin birleştiren gücü...

Türkiye Geneli Yaklaşan Etkinlikler

Facebook Twitter Youtube Linkedin

Bilgi Merkezi

Abdullah Bocan

Bursa Raylı Sistemler Kümelenmesi ( BURAY ) ( Küme / UR-GE ), Küme Üyesi

Öncelikle sektörün büyüklüğünü anlamak babında dünyadaki yıllık alt yapılar, araç ve sinyalizasyon pazarının 350 milyar dolarlık bir hacmi olduğunu belirtmek isterim. Covid öncesinde esasen dünya genelinde iş hacmi iyi seviyelerdeydi. Ve maalesef ülkemizde özellikle kamunun içerisinde bulunduğu nakit zorluğu sebebiyle işlerin çokta belli olmadığını belirtmek isterim. Fakat raylı sistemlerle alakalı özellikle araç, alt yapı ve sinyalizasyon tarafında farklı bir pozitif beklentilerimizin de olduğunu belirtmek isterim.

Tabi dış piyasadaki bu iş hacmi Covid-19’la beraber şu anda biraz durgun hale gelmiş durumda. Bir takım projelerde ötelemeler söz konusu. Sadece sizlerin de basından takip ettiği gibi üçüncü hava limanı bağlantı metro ihalesi B-21 kapsamında Çinli firmaya davet usulü olarak verildi. Tabiki burda şahsi fikrimiz Çinli firmanın buraya finansmanını da getirmesi olduğunu düşünüyoruz.

Covid-19 her sektörü etkilediği gibi raylı sistem sektörünü de etkilemiş durumda. Raylı sistemler sektöründe bir takım değişiklikler ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. İnsanların yaşam şekilleri, iş yapış şekilleri, davranışları, üretim şekilleri radikal bir şekilde değişecektir. Çünkü bu Covid geçse bile belki Covid-19 diye bir sonraki dönemlerde insanlar bu korkularla, 20’yi, 21’i bekleyeceklerdir. Dolayısıyla bu değişikliğin geçici olacağını düşünmüyoruz. Belki şu andaki kadar çok yoğun olmayabilir ama hafif bir şekilde de olsa bundan sonraki hayatımıza yerleşeceğini düşünüyoruz.

Esasında Covid-19 ve bu tip salgınlar raylı sistemler için bir fırsat olarak görüyoruz. Çünkü raylı sistem araçları taşıma kapasitesi ile otobüsün taşıyamadığı kadar taşıyabildiği için şehir içerisinde bir takım fırsatlar görüyoruz. Çünkü araçlarda daha az insan taşınmasından dolayı kısa ve orta vadede araç ihtiyaçlarının artmasını bekliyoruz hem Türkiye’de hem de dünyada. Bununla alakalı bir takım minvallerde alıyoruz. AB fonlarının veya dünyadaki bir takım ülkelerinin fonlarının açıklanması gibi yeni projelere, yeni yeni destekler sunuluyor.

Hatta Türkiye pazarında bazı sitelerden hemen kısa vadede, orta vadede çok çabuk talepler alıyoruz. Tabi buradaki nakit sıkışıklığı çözülebildiği müddetçe. Aynı zamanda buradaki siyasi ve kamu iradesinin de Türkiye’nin menfaatleri ile hareket etmesi şartıyla.

Esasında biz Covid’le beraber sektörün ve Bursa’daki kümemizin, esasında Türkiye’deki tüm paydaşların daha başarılı olması için bir takım tedbirler alınması gerektiğine inanıyoruz. Bunlardan çok kısaca bahsedip hemen konuyu kapatmak istiyorum.

Türkiye’de esasında baktığınız zaman alt yapı, sinyalizasyon, araç üretim dalında her şeyi yapabilecek seviyeye ulaşmış pozisyonundayız. Araç tasarımından hat tasarımına, yazılımların yapılmasına, üretilmesine kadar hepsini yapmış, yapabilecek durumdayız. Biz de esasında bu sektörün önünün daha da açılması için aynı savunma sanayinde olduğu gibi direkt satın alma metodu ile bu işlerin Türkiye’deki bu paydaşlara verilmesini düşünüyoruz. Çünkü biz bu şekilde Türkiye’nin dışına döviz çıkmasını engellemek istiyoruz. Daha çok istihdam yaratmak istiyoruz. Yüksek teknolojinin Türkiye’de kalmasını istiyoruz. Tabiki bunun da karbon emisyonu ve çevreye ne kadar faydası olduğunu zaten anlatmamıza gerek yok.

Aynı zamanda Türkiye’deki kamu mal alım ihalelerinde TL olarak çıkıyorlar maalesef ihalelere. Ama bir takım büyük ihaleler ki Konya’da bunun örneğini gördük, bir buçuk milyar Euro alt ve üst yapı ihalesi o da maalesef yurt dışına gitti. Biz bunun TL olarak değil girdilerimizdeki gibi olmasını istiyoruz. Yine savunma sanayindeki uygulama şekli ile kısmi TL, kısmi yabancı para birimi ile olabilir. Aynı zamanda uluslararası bir marka yaratabilmek için biz ilk önce o firmanın kalkındırılması gerektiğini düşünüyoruz. Akabinde de yan sanayimizi yani kümemizi ve diğer paydaşlarımızı komple kalkındırmak şansımız olabilir.

Ayrıca kümenin genelinin geliştirilebilmesi için başka bir yolda hem Türkiye’deki ihalelerde yerlilik oranlarının artırılması hem de sanayilerinin hem de şirketlerimizin yurt dışına yapacağı ihracatlarda devletin buna ilave teşvik ve desteklerinin verilmesi çok daha faydalı olacaktır. Bu şekilde yatırımcılarımızın cesareti ve yatırımcı ruhları daha da artacaktır.

Onun haricinde esasında çok da farklı bir beklentimiz yok. İyimser beklentilerimiz var ama kamudan, devletimizden bu stratejik sektörde bize demin bahsedildi dünyadaki tüm milliyetçilik akımları gibi gerçek milliyetçilikle beraber bize biraz pozitif ayrımcılık verilmesini bekliyoruz. Covid-19 bize gösterdi ki Türkiye’nin sağlık sektöründeki azmi ve başarısı tüm dünyada takdir edildi. Ben de gayet yüksek oranda takdir ediyorum. Ne kadar gelişmiş olduğumuzu hepimiz gördük. Diğer sektörlerde de bu başarıyı sağlamak için gerekli kabiliyete ve inanca sahibiz. Başka ülkemiz yok, başka Türkiye yok. Bizler hazırız, kararlıyız, bu sürecin altından hep beraber kalkacağımıza inanıyoruz.

kümelerden gelişmeler